konya'nın kayıp kalkanı: selçuklu surları gün yüzüne çıktı!
bazen bir şehrin hemen altında, üzerinde yürüdüğümüz o beton yığınlarının alt katmanında, inanılmaz bir ~~tarih fısıltısı~~ sessizce bekler bizi.
konya'dan gelen son haberler, tam da böyle bir heyecanı taşıyor: selçuklu'nun kalbinde, şehir merkezinde, yıllardır varlığı tartışılan o meşhur dış surların ve larende kapısı'nın temelleri nihayet ortaya çıkarıldı. inanılır gibi değil, değil mi? 💡
düşünsenize, miladi 1221 yılı. sultan alaaddin keykubat moğol tehlikesini sezer sezinmez emri vermiş. şehrin etrafı, yaklaşık 4.5 ila 5 kilometre uzunluğunda devasa bir savunma hattıyla çevrilmiş. bugün, yaklaşık 800 yıl sonra, meram'daki kazı çalışmaları sayesinde, o kahramanlık ve ~~savaş~~ stratejisi kokan surların 120 metrelik kısmına ve 11 metre genişliğindeki o muhteşem kapının temeline dokunabiliyoruz.
kazı ekibi, yapının dönemin mimari dehasını yansıttığını özellikle vurguluyor; 3 metre genişliğindeki surlar, özenle tasarlanmış sandık duvar tekniği kullanılarak inşa edilmiş, iki dış cephe arası tamamen molozla doldurulmuş.
o günün imkanlarıyla ne büyük bir mühendislik harikası bu! ✍️
bulgular sadece sur ve kapı temelleriyle sınırlı değil. dönemin savunma sistemini tamamlayan hendek kalıntıları ve köprü ayakları da gün yüzüne çıktı. bu, bize sadece bir kapı ya da duvar parçası değil, bütün bir savunma hattının, tüm bir stratejik planın hikayesini fısıldıyor.
bu kalıntılara bakarken, sanki zamanda yolculuk yapıp, kapının önünden geçen selçuklu askerlerini, surların ardındaki telaşı ve umudu görebiliyoruz. 💫
konya, selçuklu kimliğini her köşesinde taşıyan bir şehir. ancak bu keşif, şehircilik tarihimiz açısından çığır açıcı. yüzyıllardır sadece avrupalı seyyahların çizimlerinde ya da eski fotoğraflarda kalan bir efsanenin, somut bir kanıtla önümüze serilmesi, tarihe olan bakış açımızı kökten değiştiriyor. kazılar hala devam ediyor; kim bilir, o toprakların altında bizi daha ne ~~sırlar~~ bekliyor.
tek dileğimiz, bu muazzam kültürel mirasın hak ettiği gibi korunması ve tüm insanlığın hizmetine sunulması.

Yorumlar
Yorum Gönder